Çevre Kirliliği

5 Haziran Dünya Çevre Günü

1972 yılının 5 Haziran gününde 133 ülkenin İsveç’in başkenti Stockholm’de katıldığı sürdürülebilir çevre zirvesinde 5 Haziran Dünya Çevre Günü olarak ilan edilmiştir. Bu ülkelerin her birinin faaliyeti aynı doğa içerisinde yaşamakta olduğumuz için diğerini etkilemektedir. Her birinin kurmuş olduğu çevrenin girdi ve çıktıları diğerinin ekosistemine karışmaktadır. Bu bütüncül bakış ile birleşen ülkeler aynı zamanda lokal çevre problemleri yaşamaktadır. Bir ülkenin havası daha kirli iken diğerinin denizleri kirlenmeye başlamıştır. Bir tanesi büyük bir çevre felaketi yaşamakta iken diğeri bu çevre felaketinden etkilenmeye başlamıştır.

 

5 Haziran Dünya Çevre Günü deyince aklımıza gelmesi gereken o kadar çok husus var ki; biyolojik çeşitlilik, temiz su kaynaklarının korunması, hava kirliliği, katı atık yönetimi, hammadde kaynaklarının korunması, sanayileşme gibi konuların yanısıra ülkelerin çevre politikaları ve tabiki çevre mevzuatları gibi birçok konuyu değerlendirmek gerekiyor.

 

Dünya hızla tükeniyor/tüketiliyor. Doğal kaynakların hiç bitmeyecek gibi sorumsuzca kullanılması, gelecek nesiller için “yaşanabilir bir dünya bırakabilecek miyiz?” kaygılarıyla dünya gündeminde yer almaya devam ediyor.

 

Doğanın insan kaynaklı tahrip edildiği ve kaybolan ekolojik sistemin kesinlikle geri gelmeyeceği bilim insanları tarafından da sık sık gündeme getiriliyor. Enerji ihtiyacının artmasıyla aynı paralellikte yürüyen enerji yatırım ve projeleri, tarım politikaları ve sulama rejimleri dolayısıyla dünyadaki çok önemli sulak alanlar hızla kaybediliyor.

 

Değişen iklimler, küresel ısınma ve karbon salımları; gezegenimizin uluslararası nitelikte acil çözümler bekleyen sorunlarının başında geliyor. Fırtınalar, seller, kuraklık ve kasırgalar bu zamana kadar hiç görülmemiş coğrafyalarda ortaya çıkıyor ve çoğu zaman da mal ve can kaybına yol açıyor.

 

Dünyada 1 milyar insanın açlıkla mücadele ettiği milyonlarca çocuğun gıda ve sağlık hizmetlerinden yararlanamaması nedeniyle hayatını kaybetmesi, insan eliyle yaratılmış olumsuzlukların birer utanç tablosu olarak ortada durmaktadır.

 

İletişim teknolojilerinin hızla gelişmesine rağmen, Dünya kamuoyunun doğru bilgiye ulaşmasının neredeyse imkansız olduğu günümüzde, siyasi yönetimlerin ve küresel emperyalizmin isteği doğrultusunda açıklama yapan bilim insanları ve medya da çözümsüzlüğünün birer parçası olmuşlardır.

 

Gelecek 15 yılda dünya nüfusunun büyük bir kısmının kentlerde yaşıyor olacağı, kentleşmenin daha ekolojik temelli planlar üzerinde gelişmesini zorunlu kılmaktadır. Enerji, atık yönetimi, temiz su ve güvenli gıdaya ulaşmak gelecek yüzyıllarda değil, gelecek 30 yıl içinde insan yaşamı için çok önemli bir sorun olarak görülmektedir. Denizlerde ve okyanuslarda küresel ısınmanın ve kirliliğin oluşturduğu ekosistem tahribatları sadece denizlerde yaşayan türleri değil karada yaşayan flora ve faunayı da olumsuz etkileyeceği biliniyor.

 

Okyanusların ve ormanların canlı yaşamı için oksijen üreten en önemli kaynaklarımız olduğu; kirlenmeleri ve yok olmaları durumunda, canlıların biyolojik olarak türlerini/nesillerini sürdürebilmelerinin mümkün olmayacağı açıktır. Tüm dünya insanları, yöneticiler ve karar vericileri şunu bilmelidir ki; bir çok canlıya yaşam alanı olan gezegenemizde başka canlıları yok saymak ve ekosistem içindeki yaşam döngülerinin zincirini kırmak insanoğlunun sonunu getirecektir. Unutmamalıyız ki, onlar yoksa insanlıkta yoktur.

 

5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü bir eğlence değil, toplumda kanaat önderlerinin, yöneticilerin, karar vericilerin ve dünyayı kirletenlerin samimi olmayan çevreci politikalarının gündeme geldiği ve gelecek nesillerle yani çocuklarımızla yüzleşeceği bir gün olarak görmek gerekmektedir.

 

Çevreyi kirleterek ve tüketerek yaşanabilir bir dünyayı, yeşil bir gezegeni önce kendi çocuklarının, sonra dünya çocuklarının elinden almaları 21. yüzyıl suçlarının en başında yer alacaktır. Dileriz gelecek Dünya Çevre Günleri, gezegenimize sadece çocukların sahip çıkmalarını beklemek yerine yetişkinlerinde her canlının yaşam hakkına saygı gösterdiği günler olur. Bu vesileyle 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü Kutluyorum. Bugünün çevre konusundaki duyarlılığı artıracak çalışmalar için güzel bir gün olmasını diliyorum…

H.Berat AKGÜL

2008'de Çukurova Üniversitesi'nden Çevre Mühendisi olarak mezun oldu. Vatani görevinin ardından Atıksu Arıtma Tesis Sorumlusu olarak ilk işine başladı. 2010'dan beri de çeşitli Çevre Analiz Laboratuvarlarında Emisyon Uzmanı olarak görev yapmaktadır.

blank

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir